26 Ağustos 2017 Cumartesi

Strong Woman Do Bong Soon / Dizi Yorumu

Merhabalar,

Bugün uzun zaman önce bitirip de bir türlü yazamadığım bir diziden bahsedeceğim.

Sene başında Farabi yaptığımdan bahsetmiştim. Bu senenin son finalleri, biten Farabi sonrası gerekli işlemler, eşya toplama, iş bulma ve iş hayatı derken o kadar yoğundum ki uzun zamandır doğru düzgün uyku  dahi uyuyamadım. Önümüzdeki aya kadar yine pek yazı giremeyebilirim
, şimdiden özür !

Dizinin ismi Strong Woman Do Bong Soon. Başrollerinde Park Bo Young, Park Hyung Sik, Ji So oynuyor. Başrolde ki kıza bayılıyorum. Başlamam da ki en büyük etmenlerden biri de kendisi.

Dizi konusu şöyle, kızımız Do Bong Soon aile kadınlarının normallerin çok çok üstünde güçlerle doğmasına sebep olan bir lanete sahip bir ailede doğmuştur. E haliyle sevinirken zıpladığında depreme neden olduğu oranlar da ki gücünü saklaması gerektiği bir kusur olarak görmektedir. Üstelik kazara özel gücü ile bir masuma zarar verir ise başına çok kötü bir şey gelebilir. Tüm bu sorumluluklar arasında kendisinin hayali ise kendisi gibi süper güce sahip kadın karakterli bir oyun tasarlamak istemektedir. Bir gün özel gücünü kullanırken kendisini ünlü bir oyun şirketinin başkana görmüş ve Do Bong Soon'u  kendisine özel korumalık yapması için iş teklif etmiştir. Hikaye onun bu teklifi kabul etmesi üzerine ilerlemektedir.

Gelgelelim fikrimize, ben diziye bayıldım. Başrol kızımız bu dizi ile devleşti benim gözümde. Dizi de çok eğlendim, çok güldüm. O kadar keyifle izledim ki neredeyse hiç sıkılmadım.

Ayrıca belirtmek istediğim diğer nokta ise başrol erkeğin adeta pamuk şeker tatlılığında ki yenilesi hareketleri. İnsanın alıp ciğerinde saklayası geliyor be !

Dizi de tek beni sıkan kasan nokta, kızımızın annesi olan karakter. Çok sıkıldım onun mahalle muhabbetlerinden. Açıkçası olmasaydı daha çok eğlenirdim.

En uzun lafı kısası dizi güzel ve bence izleyin. 

18 Nisan 2017 Salı

Another Miss Oh / Dizi Yorumu

Merhabalar,

Bugün size yakın zamanda bitirdiğim diziden bahsedeceğim.


Dizinin ismi Another Miss Oh. Başrollerinde Seo Hyun Jin, Eric Mun, Jun Hye Bin, Lee Jae Yoon oynuyor. 

Dizi konusu kısaca şöyle, Oh Hae Young düğüne bir gün kala evlenmekten vazgeçmiştir. Herkese evlenmek için emin olmadığı için istemediğini söylemektedir. Park Do Kyung ise işinde çok başarılı bir ses yönetmenidir ve kapısı kadınlara kapalıdır. Günün birinde kısa zamanlı olarak geleceği görebildiğini fark eder ve bu gelecekte sürekli aynı kadını görmeye başlar, tabisi bu kadın Oh Hae Young ! Gel gelelim şöyle bir problem vardır ki Park Do Kyung  hiç tanımadığı bu kadının isminden nefret etmektedir ! Neden mi ? Diziyi izle :) Bu arada Oh Hae Young da kendi isminden en az Park Do Kyung kadar nefret etmekte. Yine mi neden ? Tamam canım ya onu söyleyebilirim :)  Okuduğu lisenin en popüler kızı ile adaş çünkü ! Sürekli güzel Oh Hae Young ile diğer Oh Hae Young diye kategorize edilmek canına tak etmiştir. 

Bence gayet haklı isyanını da aşağıdaki gibi  belirtti. !


Fikrime gelecek olursak, ben çok ama çok sevdim diziyi. Çok güldüğüm sahne oldu. Karakterler çok eğlenceliydi, konu ise sizi boğmadan yavaş yavaş ilerliyor.

Burada bir es verip size iki yan karakterden bahsetmek istiyorum. Ye Ji Won ve Kim Ji Suk şahanelerinden bahsetmeseydim çok üzülürdüm. Şahane ötesi şahaneydiler. En çok onlara güldüm, en çok onlara sevindim neredeyse ! Her ikisi de rollerinin hakkını kat kat vermişler !


Neyse efenim, konuyu uzatmam pek bilirsiniz, izledik beğendik. Romkom sever iseniz tam tadında, araya da biraz fantastikin serpildiği güzel bir yapımdı. Ayrıca başrol kadınların ezik değil  kendini savunduğu, kendinden emin olduğu  ve hatta küfür ettiği yapımları daha çok seviyorum ve Oh Hae Young tam bir yırtıktı ! İzleyin bence !

Not: Bahsettim yan karakterlerden Ye Ji Won İntroverted Boss dizisinde de oynamakatadır. Bir kaç bölümünde kendisine bu diziden rol arkadaşı Kim Ji Suk konuk oyuncu olarak eşlik etti. Farklı dizide devamı niteliğinde ikisini görmek çok keyifliydi !


19 Mart 2017 Pazar

Maleficent : "Uyuyan güzeli bir de böyle izleyin !"

Merhabalar, 

Bugün size çok severek izlediğim bir filmi anlatacağım.


Filmin adı Maleficent. Bu filmi izlemek için niye bu denli geç kaldığımı da anlamış değilim. Ah bu ben diyerek gerekli yakınmamı da gerçekleştirdikten sonra konuya geçebiliriz.

Filmin konusu aslında Uyuyan Güzel ama anlatım açısı o kadar farklı ki ben bu halini daha çok sevdim diyebilirim. Uyuyan Güzel ve cadının arasındaki ilişkiyi çok farklı bir taraftan anlatıyorlar ve doğrusunu söyleme gerekirse bu halinin bana daha insani geldiğini söyleyebilirim.

Film size,

Baloya tek neden o cadının çağırılmadığı,

Cadının sırf bir baloya davet edilmedi diye bir çocuğun hayatını karartacak bir laneti yapacak kadar kibirli mi olduğunu,

Yoksa cadı da aslında bir kurban mıydı düşüncelerine cevap veriyor.

Ben filme bayıldım, bayıldım ve tekrar söylüyorum bayıldım.

Hele ki cadının kıyafetlerine hayran kaldım :)


Bence mutlaka ama mutlaka izlemelisiniz. Ayrıca film bence her yaşa hitap etmekte.

21 Şubat 2017 Salı

Lets Fight Ghost

Merhabalar,


Yeni bitirdiğim Lets Fight Ghost dizisinden bahsedeyim size.


Başrol oyuncularının ikisini de daha önce izlediğim farklı dizilerinden mütevellit oldukça severim. Başrollerinde Taecyeon, Kim So Hyun, Kwon Yool oynamakta. 

Burada bir es verip belirtmek isterim ki yardımcı roller de çok iyiydi, benim adlarını yazmadığıma bakmayın  :)

Dizinin konusu şöyle, Taecyeon küçüklüğünden beri hayaletleri görebilen ve bu yüzden sürekli zor zamanlar geçiren birisiydi ta ki bu işten para kazabileceğini fark edene kadar. Şimdi ise her yakaladığı hayalet başı para alan bir şamandır. Yine bir hayalet yakalama için çağrıldığı okula gittiğinde liseli hayalet Kim So Hyun ile karşılaşır. Liseli genç hayaleti gördüğünde işinin kolay olduğunu düşünürken hayaletin çok iyi dövüştüğünü anlar ve kendisine ortaklık teklif eder. Artık birlikte çalışacaklardır. Hayalet kızımızın ortaklığı kabul etmesinde farklı sebepler vardır yalnız. Tesadüfi bir kaza esnasında fark eder ki, bu ortaklık eden kişinin kendisinin insan geçmişiyle alakası fark eder çünkü etrafındayken parça parça da olsa geçmişinden bir şeyler hatırlar Evet doğru anladınız, bir klasik olarak tabi ki kızımız geçmişini hatırlamamaktadır ve hatırlamak için Taecyeon'a ihtiyacı vardır. Klasiklerle örülü bir hayalet insan hikayesi söz konusu.



Dizi de bir de profesör var ki dillere destan. Ben kendisine bayıldım :)

Dizi hakkında ki fikrime gelirsek şayet klasikleri severim ki artı olarak hayalet hikayelerini daha çok severim. Yanisi diziyi bayağı sevdim arkadaşım. Klasik rom-kom sevmiyorsanız başlamayın.

Hamiş: Çerez dizilerin de kendi arasında güzeli çirkini olduğu düşünüldüğünde kendi kategorisinde bayağı iyiydi. :) 

9 Şubat 2017 Perşembe

Kitap Değerlendirmesi : Kendi Gecesinde

Merhabalar,

Bayağıdır yoktum yine, Farabi yaptığım okulum erken tatile girip yine erken ders başı yaptı. Ara tatilde çok yoğundum, bir türlü yazamadım.

Tatil döneminde okuduğum kitaplardan bir tanesini anlatacağım size bugün.


Aynı anda birden fazla kitap okumayı seviyorum.  Karamazov Kardeşleri ve İnci Aral'ın Kendi Gecesinde kitabını aynı anda okumaya başladım. Karamazov Kardeşler takdir edersiniz ki daha bitmedi. Bugün size İnci Aral'ın Kendi Gecesinde kitabından bahsedeceğim.

İnci Aral kendisiyle hiç tanışma fırsatı bulamadığım, kalemini bilmediğim yazarlardan. Bir kaç ay önce D&R 'da kitaplarının indirimde olduğunu gördüm ve kalemiyle tanışmak için bu kitabını aldım.

"Dinle Kara; sana sahilimi, sahillerimi, hayaletlerimi anlatacağım. Bir Doğu şehrinin soğuk hastanesindeki gece nöbetlerini, dağ eteklerindeki pusulardan getirilen parçalanmış genç bedenleri, narin sevgilim Dilda'yı. Aşklarımı, aşksız kalmalarımı, bütün mahrem, muhteşem ya da sefil, yıkım ve umut dolu anlarımı ve zamanla nasıl kirlenip çürüyerek kötü birine dönüşmüş olduğumu."

İşte bu satırlar kitabı almamı sağlayan.

Kimdi ki bu Kara ? Nasıl aşksız kalmıştı ? Sefil anları neydi ?

Bunları düşündüm ve merak ettim. Sonradan düşündüğümde ise son 6 ayımı sıkıntılı yaşadığım için kendimle kitabı özleştirdiğimi fark ettim.
Kime güvendiysem her zaman olduğu gibi yine ona terk oldum. Ve merak ettim, Hayal Ali -karakterin ismi bu, bende okurken hem çok şaşırmış hem de çok sevmiştim- kime güvenmişti de ona terk olmuştu ?

Yanlış anlaşılmasın, sevgili değil bu. Öyle olsaydı, acısını yaşar geçerdim. Dostum, arkadaşım, gönül bağımla bağlandığım insan.

Okurken fark ettim ki ben de bir Kara istiyorum, bende anlatmak zehrimi dökmek istiyorum. Ve yine sonra tekrar fark ettim ki Kara'ya dahi anlatamayacağım kadar üzülüyorum.

Anca bu kadar yazabildim. En azından birileri okur kırgınlığımı, gönül yaşımı.

Kitap içinse çok beğendiğimi ve hatta ilk fırsatta İnci Aral'ın başka bir kitabını aldığımı söyleyebilirim. O da başka bir yazı konusu.

29 Ocak 2017 Pazar

Kitap Değerlendirmesi : Sefiller

Merhabalar,

Bugün yazın okuyup bitirebildiğim fakat yeni bahsetme fırsatı bulduğum bir kitabımdan bahsedeceğim.

Sefiller, yazarı Victor Hugo


 Ben İş Bankası Kültür Yayınları Hasan Ali Yücel klasiklerinden çıkan beş ciltlik olanını  okudum. İyi ki de öyle yaptım.

Kitapta her ana karakter bir kitap ile anlatılıyor. Bu nedenle her karakteri sanki gerçek hayatta tanışmış, hayatlarına eşlik etmiş gibi yakından biliyor, her şeyi birlikte yaşamış gibi hissediyorsunuz.

Genel anlamda konusundan bahsetmek gerekirse, bir kez suçlu kabul edilmiş insanların bir daha topluma katılmaması gerektiğini düşünen ve kati suretle yakınlarında istemeyen bir toplum ve bu toplum da yaptıklarının sorumluluğunu almaya çalışan bir kürek cezası mahkumunun yaşamı anlatılıyor.

Bunların ışığında;

 Kefaretini ödemeye çalışıyor ise bu kişi hala suçlu kabul edilebilir mi ?

Peki her suç her zaman suç mudur ? 

Suçluları suça teşvik eden / mecbur eden sebepler arasında çevresel faktörlerin hiç mi yeri yok ?

Kişinin işlediği suçta, yaşadığı toplumun hiç mi sorumluluğu yok ?

Peki aile ne demek ? 

Aile olmak için kan bağı ille gerekli midir yoksa olmadan da aile olunabilir ?

Ahlak nedir ? Neye göre değişir ?

.
.
.

Bu soruları sabaha kadar sorabilirim size.
Bir kitap düşünün ki size sorulardan sorulara koştursun, türlü türlü duyguları yaşatsın.
Kah zaman zaman güldürsün, kah ağlatsın, olmadı utandırsın.
Evet gençler, size Sefiller'den bahsediyorum.

Bir kitap düşünün ki size bir cevap veriyorsa on soru sormanıza neden oluyor ve yine aynı kitap her cevapta sorularıyla tekrar tekrar doğuyor.

Sefiller'in bende yarattığı duygu durumu bu.

Ben sorularla, düşünmekle uğraşamam, baş edemem derseniz, bırakın okumayın !

Yok ben düşünmeyi, sorgulamayı, ötekileştirmemeyi, ikinci şansları severim,bilirim diyorsanız, lütfen ama lütfen okuyun !

Seçim sizin !!

28 Ocak 2017 Cumartesi

The Legend Of The Blue Sea

Merhabalar,

Uzun zamandır yoktum malum ara tatil dönemi. 

Bugün sizlere taze taze bitirdiğim Legend Of The Blue Sea dizisini anlatacağım. Biliyorsunuz başrollerinde Lee Min Ho ve Gianna Jun oynadığından beklentiler yüksekti ve heyecanla bekleniyordu.


Kendi adıma konuşmak gerekirse benim beklentim düşüktü çünkü ikiliyi pek yakıştıramamış olmakla birlikte Lee Min Ho'nun son dizisi Heirs beklediğim gibi çıkmamıştı. Neyse efenim her zaman ki gibi önce içeriğinden size biraz bahsedeyim sonrasında fikirlerimi paylaşacağım.

Karakterler aşağıdaki gibi.

Konusuna çok girmeyeceğim malum dizi denizkızı hikayesini baz alıyor ve  denizkızı konulu dizilerde her zaman olduğu gibi karaya çıkma, bir adama aşık olma ve  deniz baloncuklarına gönderme yapma içeriyor bol bol. Normalden farkı ise aynı hikayenin geçmişte de yaşanmış olması. Bingo, bildiniz ! Dizi günümüzde olmasına rağmen sık sık geçmişe de gidiyor. Deniz kızı Gianna Jun ve devlet memurumuz Lee Min Ho, bitmeyen aşkları nedeniyle günümüzde tekrar doğuyorlar. Geçmişle olan bağları ise rüyalarında gördüğü kesitlerle sağlanıyor.




Fikrime gelir isek, ben ilk 10 bölüm gülmekten kırıldım resmen. Zaten baş rolündeki Gianna Jun'a  you Came From The Stars dizisinden hastaydım, burada da çizgisini bozmamış, şahane oyunculuk sergilemiş. Gelgelim Lee Min Ho'ya, sezarın hakkı sezara prensibimiz ile hakkını vermek gerekirse adam sonunda aşmış kendini. Olmuş yani :) Eski dizilerine oranla bayağı iyi bir oyunculuk sergilemiş, tabi bence :) Başkası beğenmez bilemem.

Ayrıca belirtmem gerekir ki yan roller de en az baş roller kadar eğlenceliydi. Shin Won Ho favorimdi, bayıldım kendisine :)

Eğlenceli dizi izlemek için arayıştaysanız izleyin ki bence sırf Gianna Jun için bile izlenmeli. Dizi temposu ilk 10 bölümden sonra bir süre düşüyor ama bırakmayın iyi toparlıyorlar sonradan. Sonu da beklediğime oranla iyiydi diyebilirim. İzleyebilirsiniz gençler :)

Not: Denizkızının arkadaşı karakterlerini böylesi ilginç ve beklenmedik konum ve yaşlardan seçmeleri bence çok hoştu, açıkçası çok sevdim.