Merhabalar, ben geldim.
Bugün size yakın tarihte bitirdiğim bir kitaptan bahsedeceğim.
Gezmeyi ve uzun yolculukları seven biriyim. Genel de yolculuk esnasında okumak için yanımda kitap bulundururum. Yolculuk yaparken durulan dinlenme tesislerindeki kitapları beğenmem, benlik değiller pek. En son yolculuğumda yine kitaplara göz atarken rafta Kimya Hatun kitabını gördüm.Mevlana, Şems, Kimya Hatun, Tasavvuf ilgimi fazlasıyla çeken konular ve dolayısı ile bunlardan bahseden çeşitli yazarlardan çeşitli kitaplar okudum. Genelde bu konulara erkek kısmının gözünden veya bakış açısından yaklaşılıyor. Kadın kısmına pek laf düşürülmüyor. Ben ise kadın yazarlara ve ana karakteri kadın olan kitaplara ayrı bir ilgi duyarım ve çoğu zaman içeriğine bile bakmadan alır okurum.Bunda da açıkçası öyle oldu ve ilk defa bir dinlenme tesisinden kitap aldım.
Kitabımızın konusu Şems'le evlenen Kimya Hatun.Kitap Kimya Hatun'un öz babasının ölümünden başlayıp, annesinin Mevlana ile evlenmesiyle devam edip en son Kimya'nın Şems'le evlenmesi ile bitiyor. Bu bilgileri bu konuya ilgisi olan herkes bilir zaten. Kitap bu süreci akıcı bir dille anlatıyor. Daha etkileyici bir şey bekliyordum ama beklentimin altında kaldı. Pişman mıyım okuduğuma ? Hayır. Sevdim çünkü yine de kitabı fakat sonu hariç. Sonunu pek beğenmedim açıkçası.
Uzun lafın en kısa hali, tüm bu sebeplerden kadın karakterleri veya kadın yazarları seviyorsanız, okuyun. Ama okumazsanız bir şey de kaybetmezsiniz.
Bu kitabı hem seviyorum hem sevemiyorum. Dediğin gibi bayan gözüyle işleyiş tarzını çok beğendim ama Mevlana'ya yönelik az biraz alttan iğnelemeler var gibi gibiydi. Onçin de tam sevdim diyemiyorum. Keşke daha tarafsız kalsaymış yazar.
YanıtlaSilFikrine katılıyorum hatta yer yer o iğnelemelerin Şems için de yapıldığını düşünüyorum.Ama kadın gözünden anlatılması her şeyine rağmen hoşuma gitti. Yaşasın kadın dayanışması :)
Sil