Belli bir kaç insanla iletişim amacıyla -sadece- kullandığım Facebook'tan bir arkadaşlık isteği gelmiş bana benim hiç ilgilenmediğim zamanlarda.Kimmiş neymiş bakayım derken meğersem malum şahıs çok eski bir arkadaşımmış.Ondan diğerlerine bakarken bir baktım uzun zamandır -yıllardır demek istediğim- görmediğim inanların profillerini inceliyorum...
Fark ettim ki meğer ben/biz yaşlanmışım/ız. Meğerse zaman geçmiş farketmemişim. Doğumlarını hatırladığım bebek lise, düşüp dizlerini kanatan çocuklar üniversite öğrencisi olmuş.
Zaman ne hızlı geçmiş, geçermiş meğer. İnsan kendine bakınca fark etmekten ziyade etrafına bakınca anlıyor daha çok.
Bu durumdan çok beni rahatsız eden sanki herkes büyümüş, gelişmiş ve değişmiş ama ben olduğum yerde aynı, sabit ve sıkıcı bir şekilde kalmışım :/ Baktım depresife bağlıyorum dedim ki kendime hayırdır Narsistkestane kendine gel her yaşın güzelliği kendine, sen neler sığdırdın şu ana kadarki zaman dilimine :)
Ve en tabi ego takviyesi de yaptıktan sonra çıktım dışarı, aldım yanıma yıllardır eskimeyen -17 yıl oldu- dostluğumu, söyledik iki açık çay ve vurduk muhabbetin dibine. Anladım herşey eskiside, biz yaşlansak da varsa çay içebildiğin insanlar, varsın geçsin zaman şeklinde klasik muhabbete bağlamak isterdim eger ki muhabbetdaşımın "biz de yaşlandık Narsistkestane yaa iki kara dul olarak yaşlanacağız biz, yazık bize lan" şeklinde ki nidasını duymasaydım...
Ve en tabi ego takviyesi de yaptıktan sonra çıktım dışarı, aldım yanıma yıllardır eskimeyen -17 yıl oldu- dostluğumu, söyledik iki açık çay ve vurduk muhabbetin dibine. Anladım herşey eskiside, biz yaşlansak da varsa çay içebildiğin insanlar, varsın geçsin zaman şeklinde klasik muhabbete bağlamak isterdim eger ki muhabbetdaşımın "biz de yaşlandık Narsistkestane yaa iki kara dul olarak yaşlanacağız biz, yazık bize lan" şeklinde ki nidasını duymasaydım...